AHDE VEFA

Ahd etmek kesin karar vermek anlamına gelir.

Vefa ise, verdiği karara bağlı kalmak anlamına gelir.

Biz gündelik hayatta da bir birimize sözler verip yerine getiriyoruz. Veya bir fiili işlemek için bir karar veririz ve bu kararı ölüme kadar devam ettiririz.

Tüm bunlar dünyevi yaşamla ilişkili olup hayatı daha yerinde yaşamak için gerekli prensipler dir.

Dünyevi ahitler bizi bağladığı gibi, manevi Ahitlerde bizi bağlar.

Her ne kadar bizi nefsimiz tahrik etse de ve bize dese ki görmediğin yoktur ve yaşam buradan ibarettir ve gününü yaşa, bizbiraz uyanık olup, şöyle mırıldanırız…

Ama biz bizden önce göçen sayısız insan gibi göçeceğimizi düşünmekten kendimizi alıkoyamıyoruz.

Sonra döner nefsimiz bize der ki, sayısız öleni görüyorsun.

Sende tıpkı bunlar gibi öleceksin.

Bunun üzerine nefsimiz bize döner ve der ki, madem ölecen o zaman niye gerekli çalışmayı yapmasın.

Bu duruma levvame nefs demişler.

Kişi takvaya büründükçe levm etme etme çoğalır.

Bu ilhama dönüşür. Buraya mülhime nefs demişlerdir.

Gelen ilhamlar doğrultusunda çalışmalar devam ederse, kalp Allah emri üzerine tatmin olur.

İşte mana boyutunda Ahde vefa mutmainne de başlar.

Ahde vefa kişinin özüne yönelip Elest’te ki başlangıç noktasıdaki hüvviyete sadık kalmasıdır.

İşte bu sadakat insana yüklenen emanettir.

Bu emanetin değerini bilmezsek, sırtta yük olur.

Ya değerini bilsek, halife olur ve özümüze ayna oluruz.

Yükünün altında kalbur olduğu halde, bedeninin isteklerine dalıp ahdini ufak bir fiyata satan kişi en büyük müflistir.

Allah maddi ve manevi Ahde vefalı olanlardan eylesin.

8 Mart 2017

 

 

Yorum yapın