YA “SU” SEN NE MÜBAREKSİN

SU Muazzam bir yapıdır. İçine girdiği kabın rengini alır.

Elmaya girer tatlı olur. Turpa girer acı olur.

Arıya girer şifa olur. Akrebe girer zehir olur.

İnsana girer hayat verir.

Kalpte pompa böbrekte arıtma olur.

Beyin de girdi mi beden için her tarafa uzanan sinir kök ve hücrelerine ulaşan bir zemin olur.

Hem nur üretir Hem de nar. Ya SU sen ne azizsin.

Suyumuz kurudu mu kabımızın hiçbir değeri kalmayacaktır. Toprağı deşip içine atacaklar.

Bazıları yakacak külünü havaya savuracak.

Bazıları da dağa atıp kurda kuşa yem edecek.

Kabımız çok değerli.

Suyu işletip nur üretelim.

Eğer ki suyumuzla nar üretirsek vay halimize.

Kabımızın şekil ve rengi değişti mi su da ona göre yeniden şekillenir.

Suyun başka bir özelliği ise, su taşın içinde dondu mu taşı parçalar.

Suyun üzerinde olumlu veya olumsuz bir şey söylendi mi, su onun şeklini alır.

Vücudumuzun büyük oranı su olduğu için okunan zikirler, okunan zikre göre vücut ve organları şekillendirir.

Böylece şekillenen su dünyamızdaki bakış açısını değiştirir.

Ayrıca ruh zaten bedendeki hissiyatı da çıkış noktasına göre içine kaydedip depolar.

İnsan ile Allah arasındaki perde sudur dediğimizde, aslında bu perdeyi biz oluşturuyoruz.

Bize üflenen ruh vasıtasıyla birimsel hayat bulan ve sudan oluşan vücudumuza bedensel dürtüleri aşılarsak, oradaki sudan oluşan yapı, Allah’ı bize ulûhiyetiyle gösterip rububiyeti unutturur.

Öylece bize afakımızı gösterip dışa yönlendirir. Ve seraplar peşinde koşup gideriz.

İman ve teslimiyetle cennete de ulaşsak, sahip olacağımız marifet, cennette göre gelişmiş bir bakışla şimdiki dünya gibi algılarız.

Ben ve öteleri…

Ama üflenen ruh, sudan hayat bulan bedenimizi kullanan ruhun derinliklerinden uzanıp gelen belleğimize dışsallığı bitiren Allah nurunu yüklersek, kendi elimizle perdeyi aralarız.

Onun için bilelim ki, ilahi şuurla beslenip rububiyet alanınızı keşfederek yaşayıp cennete ulaşanın cennetiyle, içindeki durumun marifetiyle cennete ulaşanın cennet nazariyelerinin arasında hayal edemeyeceğimiz kadar fark vardır.

Yorum yapın