ARABANA SAHİP ÇIK EY ŞÖFÖR

Eğer şöför arabasını sürerken çölün ortasında arabasını veya yolcusunu terkedecek kadar maddi veya manevi hevese maruz kalırsa, durum vahimdir.

Bu dünyevi yönetimde geçerli olduğu gibi ilmi yönelimde de aynıdır.

Her bir yolcu bir kurda veya kuşa yem olur.

İşte o zaman şoförlüğe soyunan ve arabayı kullanabilen tüm sırtındaki abaları atıp hatta kefenini giyip arabasına sahip çıkmak zorundadır.

Eğer hala bana ne deyip araba orada çekin uğraşın gidin hem de başınızın çaresine bakın ve çölü aşın derse, yazık eder.

Arabasıyla bütünleşen şöför yolcusunu çöle terketmez.

Şayet terkederse kendisi de terkedilir.

Resulullah sas Efendimiz huneynde tek başına kalmıştı.

Etrafında bir avuç iman ehli.

10 bin kişilik islam ordusu sağa sola kaçışmıştı.

İşte orada Rasûlullah sas Efendimiz sabit kalıp iman ehline sahip çıktı.

İman ehli toparlanıp kurtuldu.

İlim vermek ve hizmet etmek uzaklaşıp komut vermekle değil, bizzat yemeğe karışarak gerçekleşir.

Her türlü riski göze alıp o gece halkıyla içiçe olmasaydı, kısılırdı sessiz çığlıkların sesi…

Bu ilim konusunda da öyledir.

Ey saf ve katıksız Rasûlullah sas Efendimizin sunduğu Allah ilmini insanlara aktarmaya soyunan insan…

Sebat et hak yolunda, arabayı koma yollarda
Şöför zor bulunur deryada, derya ta Kaf dağında

Aynalığına bak ilim yolcusunu bırakma boşlukta
Boşlukta kalan insan yem olur timsah ağzında

Yorum yapın