VAHİY VE İLHAM

Vahiy, insanlardan Nebiyullah ve Rasulullah olanlara iner.

Her rasul nebi olmasına karşın, her nebi rasul değildir.

Rasul sadece erkeklerden olmasına karşın, Nebi için öyle bir şart yoktur.

İbn Hazm, Kurtubî ve başta Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî olmak üzere Eş‘ariyye âlimlerinin çoğunluğu, nebî-resul ayırımına dayanan peygamber anlayışının bir sonucu olarak Âsiye ve Meryem gibi bazı kadınların nebî olan peygamberler arasında yer aldığını kabul etmiştir.

Ehli sünnet yolunun büyüklerinden olan İbn Hazm, Kurtubî ve Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî gibi dinde fakih alimlere göre nebî Allah’ın tebliğle görevlendirmeksizin kendisine vahiyde bulunduğu kişidir.

Kur’an’da Allah’ın Hz. Mûsâ ile Îsâ’nın annelerine vahyettiği, Hz. Meryem’i âlemlerdeki bütün kadınlardan üstün kıldığı belirtilmiştir.

İşte bu vahiy Nebilere ve rasullere nazil olan Allahın kelamı dır.

Ama kadın rasul olmaz. Çünkü Rasulullah tebliğle görevlidirler. Topluma imamlık yapıp yönlendirmekle mükellef edilirler.

Kadınların özel halleri buna müsait değildir. Ama kadın nebi olabilir. Çünkü Nebilere tebliğ emri verilmemiştir.

Hatmünnebi olan Hz.Muhammed Mustafa sallahu aleyhi ve sellem efendimiz ile birlikte nübüvvet kapanmış, dolayısıyla risalette son bulmuş, yeni bir insana bu görev verilmemek üzere vahyin kapısı kapanmıştır.

İşte Allah peygamberlere vahiy verir. Gerisine ilham verir.

Vahye inanmamak kafir eder. Birisine gelen ilhama inanmamak ise, kâfir etmez.

Biz burada insanlardan bahsettik. Hayvanlardan bahsetmedik. Her hayvan aldığı vahiy/ilham sonucu görevini kusursuz yapar.

Her insana ilham gelir. Şeytan insana vesvese verdiği için, gelen ilhamların kaliteleri düşer. Onun için görevini yaparken kusur oluşur.

İnsana şeytan musallat olduğu için, Allah peygamberlerleri korunaklı yapıp insanı ilgilendiren tüm ahkamını vahiy ile indirir.

Hayvanlara şeytan vesvese vermediği için, yaşamlarını ve üzere yaratıldıkları kaderi icra etmek için kalplerine atılan ilhamlara vahiy denilmiştir.

İşte bu kalbe gelen ilhamlar insanlarda sadece peygamberler için olanına vahiy denir. Çünkü korunaklıdır.

Ama peygamberler dışındaki insanlar korunaklı olmadığı için, aldıklarına vahiy değil ilham denilmiştir.

Bazı insanlar, kendilerine gelen ilhamlara vahiy demişlerdir. Onlar yanılıyorlar. Ve kendilerine inanan insanları da kandırıyorlar.

Çünkü kalplerine gelen ilhamlara şeytan burnunu sokar.

Bir yerde ufak bir izdüşümünü sokar, bunlara inanan kişileri de, o iz düşüm ile, nimete erenlerin yolunun uzağına atar.

İşte onun için, sadece peygamberlere iman etmek, imanın şartları arasında yer almışken, herhangi bir veliye iman etmek, imanın şartları arasında yer almaz

Burada şu ayete de konunun anlaşılması için göz atalım:
وَاِذْ اَوْحَيْتُ اِلَى الْحَوَارِيّ۪نَ اَنْ اٰمِنُوا ب۪ي وَبِرَسُول۪يۚ قَالُٓوا اٰمَنَّا وَاشْهَدْ بِاَنَّنَا مُسْلِمُونَ

Ve-iż evhaytu ilâ-lhavâriyyîne en âminû bî vebirasûlî kâlû âmennâ veşhed bi-ennenâ muslimûn(e)

Hz. İsa aleyhi s selam kelimetullahtı.

Hz. İsa aleyhi s selam Allahın kelimesi olduğundan bazı sözleri direk Allah söylüyormuş gibi idi.

Yani Ağaçtan seslendiği gibi ondan da sesleniyordu. Bu Allahın indinde çok kolaydır.

Hz. İsa aleyhi s selam Allahın kulu ve rasulu idi.

Havariler yani onun yakın arkadaşları ona iman etmişlerdi.

Yani Havariler, Hz. İsa aleyhi s selamın Allahın kulu, Resulu ve kelimesi olduğuna iman etmişlerdi.

Hz. İsa’nın her söylediğinin Allah tarafından vahiy olduğunu biliyorlardı.

İşte Hz. İsa aleyhi s selam, Allahın kelimesi olarak Havarilere hitap ettiğinde, Havariler o anda kendilerine Allah kelimesi olarak konuştuğunu anlıyorlardı.

İşte bu ayet ile havarilere yapılan hitabın, havarilerin direk Allahtan kendilerine vahiy olduğunu bildiler.

Ve dediler ya Rabbi, bizler sana ve senin rasulun olan Hz. İsa’ya iman ettik ve Müslümanlardan olduk.

Her peygamberin zamanındaki insanlar, kendi peygamberlerine iman ettiklerinde, Müslüman oluyorlardı.

Ama günümüzdeki Hristiyanlar Hz isa aleyhi s selamın Allahın kulu ve rasulu olduğu hakikatını örtmüşler, sadece kelimesi olduğunu dillendirip onun üzerinden de haşa oğlu veya onun simülasyonu olduğunu söyleyerek sapıtmışlardır.

İşte ayeti eğip bükmeden izah etmeye çalıştık. Hakikatını ise Allah bilir.

Hakikati görmek için kalbin mühürlü olamaması gerekir.

Kalb mühürlü olunca, kibre bürünür ve hakikati görmez olur.

Biz bu olayı böylece izah ettik ki, güya hala vahiy iniyor deyip insanları kandıranlara karşı insanlar uyanıp kendisini tümüyle teslim etmesin diye.

Tekrar edip bu konuya son noktayı bırakayım…

Hz.Muhammed Mustafa sallahu aleyhi ve sellem efendimiz ile nübüvvet kapanmış dolayısıyla risalette kapanmış ve vahiy bitmiştir.

Ama ilham her an devam etmektedir.

Hz.Muhammed Mustafa sallahu aleyhi ve sellem efendimize teslim olup Allaha doğru yol tutan kurtuldu.

Gerisi patinaj yapmaya devam edecektir.

Yorum yapın