TASAVVUF YOLUNDA OLUŞAN HİPNOZ

Sekre uğramanın adını günümüzde “hipnoz olma” olarak güncelleyebiliriz.

Nedir bedir bu sekr?

Sekr, kişinin tüm her şeyi unutup bir hedef doğrultusunda zihnini mat ederek yoğunlaşması demektir. Buna derin bir hipnoz diyebiliriz.

Kişi öylece gözü artık hiçbir şey görmez ve yaptığı telkinler ile zihni gayrıya kaymaz olur.

Tamam, “buna güzel bir yol” diyebilirsin. Çünkü şöyle düşünürsün….

“Artık Kişi tüm bakışını Allaha vermiş ve gayrıyı görmez olmuş” diyebilirsin.

“Ne var bunda, sen kalkıp sekr ve hipnozu nasıl bir tutarsın? Burada büyük hata edersin”, diyebilirsin…

Evet, böyle dersin…

Çünkü olayın aslının nereye dayandığının farkında değilsin.

Şimdi…

Genel olarak tarikat yolunda verilen bir kaç zikir var, onlar da şunlar, Hu, Allah, hak, hay ve kelimei tevhid ile bunun başka versiyonları…

Şimdi kişi mutlak yaratıcının bir kaç özelliğini sürekli ve baskın olarak zihninde canlı tutup kendisini o şekilde odaklandırdığında, artık basireti sadece o özellikler üzerinden odaklanır ve başka herhangi bir özelliği görmez olur.

Öylece, diğer özelliklere karşı pasifleşerek kendi bakış alanını kapatır.

Zaten dikkat edilirse, sahabe devrinde sadece bir kaç isimle bir zikir formülünü görememekteyiz. Ama 99 esmanın ihsasının önemine vurgu yapıldığına şahit olmaktayız.

İşte buradaki hipnoz, kişinin sadece bir noktada zihnini yoğunlaştırıp, hakkın diğer nazariyelerine karşı kendisini kapatmasıdır.

Elbette bu şekilde bir kaç özellikle kişinin kendisini hipnotize etmesi ve gayrıyı unutması, kişiye yoğun bir haz verebilir.

Kişiye bir coşku ve tutku verebilir. Kişiyi olağanüstü hallere büründürebilir.

Ama Kişide bazı olağanüstü haller oldu diye de, kişi doğru olana ulaştı denemez.

Malum olduğu üzere esas olan, peygamberimizin sav “Allahın 99 ismi var, ihsa eden cennete gider” buyruğudur.

Kişi bir kaç isimle yoğunlaşıp bilincini diğer esmae kullehaya karşı köreltip etkileyerek yani kendi kendini hipnoz ederek, manevi hallere bürünmesi sonucu, artık kişinin idraki 99 esmadan olan diğer esmalara karşı körleşecektir. Artık insani idrakin ve yeryüzü hilafetinin yolu kendisine örtülecektir.

Mana yolunda yürürken çok dikkat etmek zorundayız. Mana yolcusu, yerinde ve sağlam bir çalışma ile yürümük zorundadır. Zaten mana yolu demek, kişinin içsel dünyasında seyir yapması demektir.

Bu seyir o kadar çetrefillidir ki, kişi her an farkında olmadan ayağı kayabilir ki, bunun hiç de farkında bile olmaz.

Zira mana yolunun yolcusu, bir afakına bakar bir enfusuna bakar ve hammaddesinin aynı yerden geldiği seyreder.

Burada aşka ve cezbeye kapılıp yani bilincini hipnoz ederek kendisine bazı ilahi özellikleri mal edebilir.

Oysaki o sıfatların hiçbiri, kendisi için mevzubahis değildi.

Ayrıca bu konu, sadece günümüzün meselesi değil, tarihin derinliğinden günümüze gelen bir manevi hastalıktır.

Zaten bu hastalıktan dolayı da, Hıristiyanlar İsa Allahın oğlu veya simülasyonu veya ta kendisi diyerek şirke girdiler.

Aynı şirki, daha sonraki insanlar ve hatta hatta günümüzdeki insanlar dahi kendileri için veya değer verdikleri için düşünebiliyorlar.

Zaten onun için de mana yolunun yolcusu, gerçekten de mana ilminde sahih olan seyre ulaşan bir yol arkadaşı edinmelidir.

İsterse yol arkadaşına hoca desin veya pir desin veya mürşid desin veya şeyh desin, her ne isim verirse versin, yol arkadaşı gerçekten olayın ilmine vakıf olmalıdır.

Yoksa hiç farkında olmadan ayağı kayar ki, hiç farkında olmaz ve kendisini hak yolunda sanmaya devam eder.

Allah ve kulları bir görme halini görme veya bu şekilde sarf edilen tüm sözler, hiçbir zaman gerçeği yansıtmayacaktır.

Onun için de bilelim ki…

Mana yolunda olayı anlayan bir yol arkadaşının gözetimi altında terakki edip sekrin ifratından bilincinde oluşan derin hipnozun etkisinden kurtulup gözünü gerçekten hakikatte açar ise, o zaman bilir ki her bir insan sadece Allahu Teala’nın kuludur.

Nasıl ki hiç manevi ilimlerde uğraş vermeyen, kendisini Allah kulu olarak görüp tüm varlığa da öylece nazar ediyorsa, ilmin hatimesindeki manaya vakıf olduğunda da, olayın aynı olduğunu fark edecektir.

Yolculuk esnasındaki tüm mana kargaşalarının, yolculuk aşkından doğduğunu da fark edecektir.

Yorum yapın