CEM MAKAMI

Cem makamında kul, artık tüm vehimlere dayalı olan zuhur eden manasını terk etmiştir. Mukaddes mana olan ilahi manalar ile kendisini bulmuştur.

Artık nefsi tüm isteklerini askıya almıştır. Ruhu artık, nefsini kendine yükselmek için araç etmiştir. Geliş noktasına geri dönmüştür. Orada sabit kalmamıştır.

Çünkü nefis bineği ile birliktedir. Seyrini yüceltmiştir. Kalbini mutlak nura ayna yapmıştır. Artık üflenen ruha inmiş ve mutlak saadeti kalbinde toplamıştır.

Artık cemalullaha bakmış ve artık gözünü tek saniye oradan çeviremez olmuştur. Oradan halka bakıp her bir halkı da kendi gibi görmüştür.

Bunun farkında olanları kardeş bilmiştir. Bunun farkındalığına kavuşmayanları ise, bu farkındalığa kavuşturmak için gayrettedir.

Gayreti sonucu kendisine inananlara kalbini açmış ve onlarla bütünleşip o nazariyeye kavuşmaları için uğraş vermiştir.

Onu bu yoldan alıkoyanlara karşı da şiddetle bakışa erip Muhammed-ün rasulullah prensibine tam bir zuhur yeri olmuşlardır. İşte bizde biz de cem manası bundan ibarettir.

Cem derken bazısı sanır ki, zihninden kendi kişiliğini siler gider Allahın varlığıyla ile birleşir. Hayır… Hakikati bu değildir.

Hakikati, nefsin bürünümünün yönünü, hak düstura göre tezyin etmesidir. Cem makamının başka manası da vardır. Ama o mana sekrdir ki, kişiye has zevk halidir.

Bu zevk hali iki yönlü yaşanılır. Yani iki türlü kalbe iner. Biri aşk ile kendini salmakla, diğeri huşu ile ilimle bütünleşmekle olur.

Huşu, kalbin Allahın ihtişamını seyretmesi, büyüklüğü ve azameti karşısında gücünün hiçliğini zevk etmesidir.

Aşk ise, kalbin içini kaplayan bir sevgi ile, kişinin Allahın azametinde kendini zihnen yok etmesidir.

Aşkta kişi kendini adarken, bunu bir insan üzerinden kaydırarak hakka çevirir, işte burada süratle yol alır ama belli noktadan sonra, tehlike başlar.

Ve o bağlandığı noktadan soyutlanamaz olur. Soyutlanması çok zor olur. O da ancak

Ya yunus Emre gibi kovulur, sonra da tutkusu söner. Veya Mevlana gibi, şems katledilir ve bağlantı noktası gidince soyutlanır. Ve hakka döner.

Ama huşu da bu tehlike yoktur. Kişi ilim ve zikir ile tefekkür ve rabıta ile Allahın azametinde hiçliğini idrak eder.

Cem-ül cem ise, kişi sadece ilahi nazarla bakıp seyri zevk eder… Hiçbir tanımı yoktur.

Yorum yapın