MUKADDİME

Sıfatları Rahman ve Rahim olup mutlak adı Allah olanın gücü ve kuvvetiyle elimdeki şu kitabı okumaya başlıyorum.

Aziz kardeşim; “İnsandan okunan Kur’an yaşam serisi” çalışmamızın insanın varoluş amacını ve hakikatinden süzülüp dünyada yer almasının asıl gayesini ve dünyaya geliş stratejisini hem özüne dönüş sistemini Kur’anın ayetleri arasında dolaşarak sunmanın mutluluğunu ve gönlün manevi azığıyla buluşmanın huzurunu, derinden derine hissediyorum.

Buhissedişi ise, düşünce planımızda tasavvur ettiğimiz kadarıyla, Kur’anı ve geliş izlemini olabildiğince anlaşılır ve kapsayıcı olarak, hem bizi ilgilendiren düsturlarıyla Kur’anı baştan ele almak suretiyle inşallah ayet ayet sizlere arz edeceğiz. Bu eserde; ayetlere öz bir bakışla sunumunu yapacağız. İnşallah buradaki ayetlere olan “öz bakış” değerlendirmeleri, ayetlere “derinlemesine bakış” olarak da hazırlayıp ayetlerin derurunda bahsedilen yakutları bulmaya çalışıp sizlere sunacağız.

Aziz kardeşim; insanın varlığının fiziki yapısını bilgisayarın donanımı gibi düşünürsek; nasıl ki, bilgisayarın doğru çalışması için donanımıyla uyumlu olan ve onu çalıştıran bir yazılımı olmak zorundadır, yoksa o bilgisayar cihazı bir işe yaramayacak veya ondan istenilen verim elde edilemeyecektir. Aynen bunun gibi de, insan olarak bizim içsel ayarlarımızın düzgün çalışması için, bedenimiz ile ruhumuzun uyumlu olduğu bir işletim sistemimiz olmak zorundadır. Yoksa yer, içer, uyur ve bu et kemik bedenin gereksiz hevesleri peşinde koşturarak dünya hayatımızı sonlandırırız.

Aziz kardeşim; işte sahip olduğumuz hal, durum ve vaziyetimiz ile ortaya koyduğumuz tüm fiiller, eğer donanımız ve gerçek yapımız olan öz benliğimizle uyumlu hale gelirse, o zaman bir makine gibi olan bu bedensel yapımızı doğru kullanmaya başlarız.

Eğer ki fiillerimiz, olması gereken yaşantı ile uyumlu değilse, Allah’ın bünyemize koyduğu rububiyet yazılımı ile uyuşamaz. Bu durumda ruhumuz işlediğimiz fiilleri desteklemez ve hakikatimize doğru ideal bir şekilde senkronize olamayız. Öylece gerekli olan güncellemeyi yapamadan dünya girdabında kaybolup gideriz.

Aziz kardeşim; et kemik bedenimiz yaratılışımız gereği beslenerek ayakta durur. Öylece zahiri ve batını sahip olduğu işlevlerini yerine getirir. İnsan vücudu, beyin, kalp ve diğer yardımcı organlardan oluşan bütüncül muhteşem bir fiziksel mekanizmadır.

Bu fiziksel yapı, dışarıdan aldığı beslenme girdileriyle, vucudunun içinde üretimi gerçekleştirilen nükleer enerji ile çalışır. Bu enerji ile zahirde görünen beş duyu ile gördüğümüz fiziki âlem ile madde boyutunda muhataplık sağlar. Hem batınında da, sahip olduğu ruh dolayısıyla, beş duyu ile görünemeyen âlemler ile içiçe bir vaziyet alarak irtibatta olur.

Aziz kardeşim; insan evvela kendini tanımalı ki rabbini bilsin. Kendini tanımak, hakikatine vakıf olmaktır ki, Allah bu lütfü herkese bahşetmez. Ancak gerekli çalışmayı yapıp ilim yolunda gayret edene bahşedilir. Yoksa dünya yaşamının bir anlamı olmazdı.

Ayrıca iyilik ile kötülük bir birinden ayırt edilemezdi. İnsanın kendisini bilmeden rabbini bilmesi ise, mümkün değildir. Onun için yaratılış sistemimizi çok iyi öğrenmek zorundayız. İşte bu düzeni en mükemmel şekilde bize Kur’an-ı kerim sunar.

Aziz kardeşim; bizim için en mükemmel tanıma aracı olan Allah’ın ayetleri üzerinde tefekkür ederek “KUR’ANLA ÖZE YOLCULUK” ismini verdiğimiz bu elinizdeki çalışmamızla, yaratılış sistemimizi ayetlerle birlikte işleyerek kendi payımıza düşen ilimle hemhal olmaya çalışacağız.

Bu çalışmamız bir meal çalışması olmayıp, kişisel farkındalık tarzında bir çalışmadır. Onun için de, farkındalık ve idrak durumu ile tekâmül sürecinde bizim içsel hazzımızı doğru yolda ilerleten noktalarda, bizzat hayatın içinde yaşayarak seyir etmeye gayret ediyoruz. Böylece ayetlerle hakikatimize uyanarak, rabbul âlemin ile senkronize halimizi diri tutmak için, ayetler eşliğinde bürünülmesi gereken veçhe dönerek arınmaya çalışacağız.

Aziz kardeşim; bedensel dürtülerin önümüze serdiği zaman ve mekânın içine sıkışarak kısa devre yapan ve gördüğünü yaşayarak anlık menfaatine göre yol alanlar, inanılması gereken ve sonsuzluğa açılan hakikate değil de, et kemik bedenin dürtülerine göre bir yaşam tarzı edinirler. Öylece de hakikatini yaşadığını zannedip kulluğunun farkına dahi varamadan oyuncakçı dükkânın vitrininde yerini almış bir süs eşyası mahiyetinde, nefsi emmarede kalarak helak olup giderler.

İşte bu helakten yegâne kurtuluş yolu, özüne bir pencere olarak açılan Kur’anı kerimin ayetleri arasında yerini bulup, hakikatine doğru olması gereken tarzda seyre dalarak bakış açısı edinmektir.

Aziz kardeşim; insan sonsuz azaptan kurtulmak istiyorsa, Allah’ın mutlak yaratım kitabı olan ümmül kitaptan, kendi yaşam kılavuzu olan Kur’anın, vermek istediği yaşamın gerçeklerini bakış açısı edinerek, yaşamını ona göre düzenlemek zorundadır. Yoksa yaratılışının öz yazılımından habersiz olarak kaybedenlerden olur. Zira nefsi emmare doğru yolu kişinin önüne seremez. Çünkü akıl, imandan yoksun kaldığında, nefsi emmarenin emrinde hareket eder. Bunun hiçbir istisnası da yoktur.

Onun için, et kemik bedenin aşırı istek ve arzuları sınırlanmadığında, Allah’ın emanet olarak bize verdiği et kemik beden, gerekli işlevi yapamayacak ve iflas edecektir. İşte iflas etmemek için, Kur’anın ayetlerinde kendimizi bulup hakikatimizi seyir etmek zorundayız. Biz de bu zorunluluğa binaen çalışmaya koyulduk.

İşte aziz kardeşim; Kur’anın kişide oluşturduğu manevi izlenimleri, ayetlerin gölgesinde serinlenirken, özde hissedilen tefekkür hissedilişlerini sizlerin ve tüm insanlığın seyir dünyasına arz edeceğiz.  Allah bizden inşa ederse, tüm ayetlerden aldığımız esintileri insanlıkla buluşturacağız.

Bu açıklamaları daha önce herhangi bir yerde okumamış olabilirsiniz. Üzerinde yaptığınız az bir tefekkürle yazılanları nefsinizde hissedeceksiniz. Hatalar nefsimizden olup affımızı Allah’tan dileriz. İsabet ettiğimiz esintiler ise Rabbimizin lütfündendir.

Aziz kardeşim; seni yeniden gönülden gönüle yol bularak akan cümlelerle baş başa bırakırken, gözümü semaya dikiyorum. Her bir ayeti, insanın kendi malı olan mukaddes kelamın kalbimizden akan esintilerini kalbinize emanet ediyorum. Senin öz yitiklerinle buluştuğun gibi, senin de ulaşabildiğin kardeşlerini öz yitikleriyle buluşturmanın umudunu ve heyecanını yaşıyor olacağım. Ve bil ki bu kitap ile ben ve sen yüz yüze ve göz göze temaşada olacağız.

Saygılarımla…

                                                Araştırmacı yazar

MUHAMMED NAZIM ÖZALP

Yorum yapın