Selam ismi, ruhumuzu sardığı gibi maddemizi de sarsın.
Öyle sarsın ki ruhumuzu, beninizi aydınlık sarsın ve derununuz nurla buluşsun.
Aziz yunus der ki;
“Şeriat tarikat yoldur varana, Hakikat marifet ondan içeri”
Yol olmadan hedefe varamazsın.
Senin maksadın hakikat i ve marifet ise, şeriata ve tarikata yapışmak zorundasın.
Niye derseniz şöyle ki,
Çoğu kişi, ruh ve bedeni ayrı sanıyor ve ikilemde kalıyor.
İkisi ayrı şey değil ki.
Bedenin gerekleri yerine gelmeden ruhun hiçbir hali oluşmaz
Oluşur zanneden, cinlerin elinde oyuncak olmaktadır.
Bizim hedefimiz nari katmanını aşıp nuri katmanını harekete geçirmemizdir.
Namaz ruhun kendine gelmesi için birinci basamaktır.
Zikir cin tabakasını atlamak için ana dokümandır.
Tefekkür beden ile ruh arasındaki ana köprüdür.
Bedenle ilişkili her şeye şeriat denmiştir.
Ruh ile ilgili her şeye tarikat denmiştir.
Yoksa tarikat gidip birine kendini paralamak değildir.
Şeriat ve tarikat, beden ile ruhu aynı anda geliştirip hakikat ve marifet dediğimiz melekutun ana kaynağı olan, Allah isimleriyle işaret edilen melekeleri harekete geçirme kuvvesini elde edip salt bilince ulaşmak içindir.
Yoksa farkında olmadan, bizimle melekut tabakası arasında olan ve bize isimleri cin diye bildirilen nari varlıklarla iletişimde oluruz da, kendimizdeki melekeleri harekete geçirmiş sanırız.
Sonra cini şeytanlar bizi parmağında oynatır da farkında olmayız.
Dikkat edin ki, şeriat dediğimiz tüm ahlaki unsurlarını yerine getirmeden melekuta ulaşmak olanaksızdır,
Birisi havada uçsa veya denizde yürüse veya tüm dünyayı görüp bize anlatsa, ama şeriatın hükümlerine riayet etmezse, bilin ki şarlatandır.
Adamın karısı veya kadının kocası veya çocuklarının eksiği vardır diye kişi suçlanamaz. Bu kişinin kendisiyle alakalıdır çevresiyle ve yaşadığı ortamla alakası yoktur.
Namazı bilfiil kılmayanın ruhu, namazı ikame edemez.
Hacca bilfiil gitmeyenin ruhu o enerjiyi alamaz.
Bir insan yalan konuşsa, ondan hakikat açılamaz.
Gıybet varsa kişide, tüm bildiği dedikodudur.
Faiz alıp verirse daha çok aşağıdadır.
İlim -irade-kudret üçlüsünü kullanarak bedeni ilgilendiren amelleri yaparsak tarikat yolu açılır.
Tarikat ruhu tanımadır
Ruhumuzu arındıracağız ki, hakikatin yolu açılsın.
Ancak hakikat bakışıyla marifete ere biliriz.
Tüm esma zikirleri şeriat düzeyi ile alakalıdır.
Yani bedenle ve beyinle alakalıdır hem olmadan olmaz.
Cümle zikirleri ve insanlara iyilikle yönelmek ruhla alakalıdır.
Tefekkür ruhla alakalıdır.
Olmadan olmazlardandır.
Bir hadis şöyledir
Gelip efendimize derler ki, bir kişi var çok ibadet eder ama millete de rahatsızlık verir, durumu nedir?
Cehennemliktir der.
Peki derler bir kişi var ki, sadece farz olan ibadeti yapar ve insanlara da çok iyi davranır.
Cennetliktir der.
Arınmak istersek her ortamın hakkını vermek zorundayız…
Eşin hakkını vereceğiz.
İşin hakkını vereceğiz.
Dikkat hakkını “HAK’kını” diyoruz
Hak Allahın adıdır.
Gözün hakkını vereceğiz.
Elin hakkını vereceğiz.
Malın hakkını vereceğiz.
Böylece beden ve ruh ikilisi aktive olur.
Melekuta sıçrama olur.
Yoksa cinlerin elinde oyuncak oluruz.
Demem kısaca bu kadar
Saygılar
Not:
Şeriat yani ilmihalın içeriği çok yazılıp çizildiğinden
Fazla girmiyorum
Bazen arada sorular geliyor
O sorulara da güncel cevap yazarım
Çünkü bildiğiniz gibi
Ilmihal bilgileri her devre göre o insanların ihtiyaçlarına göre revize edilmiştir
Örneğin
İmam Şafii mısır bölgesinde dediğini Bağdat bölgesine geldiğinde değiştiriyor.
Tabi revize yapmayı Kafamıza göre yapamayız.
Kuran ve sünnet ışığında revize olması gerekir.
Benim ilgi alanım daha çok mana alemi olduğu için
Zahiri şeriat bilgilerini pek paylaşmıyorum.
Bir örnek vererek noktalayayım.
Kişi 500.000 bin TL arabaya yatırım yapar altına alır gezer.
Eski klasik anlayışa göre zekat yok derler
Binekmiş
Kadın eline iki tel altın almış zekat var derler malmış.
İşte bu görüş revize edile bilir
Çünkü o malda çalışmaya gücü olmayanın hakkı var
Kişinin işini 100.000 tl lik araç görüyorsa
Konforu için 500.000 tl lik araç alıyorsa
Aradaki 400.000 tl nin zekat verilmelidir
Kim yoktur derse kıyamet günü ona hatırlatırım
İşte böyle bazı bilgilerin günümüze uyarlanması elbette haktır
Ama ben ilmihal bilgilerini pek deşmiyorum
Kargaşa çıkmasın diye
Banka Kredileri de faizdir
Konumuz şeriatın içeriği değil gerekliliği idi.
SAYGILARIMLA…