ZAMAN YOLCULUĞU VAR MI

Zaman, kişinin kendisi için oluşturduğu bir kayıt alanıdır. Bu kayıt alanında kendisine bir dünya çizer. Bu çizgiye göre de amellerde bulunur. Tüm sevincini ve üzüntüsünü kendince belirlediği zaman diliminde yaşar.

Kişi kendisine belirlediği zaman diliminde, eğer mutlu ise, zaman dilimi hızlıca geçer. Eğer mutsuz ise, belirlediği zaman dilimi geçmek bilmez.

Ama zaman aynı zaman, ay, dünya ve güneş hareketlerine dayanan kayıtlı zaman ise aynı şekilde geçmektedir. Ama aynı geçen süre, birine hızlı iken diğerine yavaş olarak geçmektedir.

Zaman geçiminde tüm olay, kişinin bilinç dünyasının mutluluğu veya mutsuzluğu çerçevesinde şekillenir.

Bu hakikat o kadar doğru ki, az ferasetle bakıldığında, zamanın göreselliği apaçık görülecektir.

Hatta zamanda yolculuk bile, anda derinleşmekle mümkündür. Anda derinleşse kişi, mutluluk veya mutsuzluktan geçtiğinden, içindeki an kendi zihninde açılacak, öylece diğer kişilerin sahip oldukları ana temayüz edecektir. Öylece onların halini yaşayacak ve haletini sunacaktır.

Olayı bilmeyenler, sanki zamanda yolculuk yaptı sanacaktır. Oysaki bir yere yaptığı bir yolculuğu olmamış ve an da istediği kişinin yaşam alanına tamayüz etmişti.

Bu temayüz, diri bir insanın yaşam alanına geçişi ve seyredilişi olduğu gibi, ölü bir insanın dahi anına inip seyrine dalmış olabilir. Burada olayı bilmeyenler, ölülerin halini biliyor diye fısıldarlar.

Oysaki kimsenin zamanına geçiş yapmadığı gibi, herhangi bir yere veya zamana da geçtiği olmamıştır. Direk an da derinleşmiş ve diğer varlıkların an’larında temayüz elde etmişti.

İşte aynı bu vecihle tüm vakitler aslında tek vakittir, ama vakti değerlendiren bilinçler ayrı ayrıdır.

Zaman kayıt alanı insanın önünde ya açılır veya daralır. Ama ay, dünya ve güneş sistemine bağlı olarak gelişip peş peşe gelen olaylar silsilesi aynı vecihte olup, bunun ilerisine veya gerisine geçiş ise, muhaldir. Tüm söylenenler varsayım olup asla öyle bir yolculuk mevzubahis değildir.

Yanı herkesin zamanı farklı olup bu aynı zamanın içindeki insanlar için de aynıdır. Dolayısıyla genelde insanlar aynı düşünürler. Onun için de genel olarak aynı zaman kavramlarını ve görselliğini tekellüm ederler. Ama arada da söylenirler, bu ne uzun bir gündü de geçmek bilmedi. Veya ne kısa bir gündü de hemen geçti.

Ama istisna bilinçli kişiler, bunun farkındadırlar. Ferdi bilinç olarak her bir bilinç bu olayı esah olarak yaşar. Paralel ferdi bilinç ile akseden ferdi bilinç, kişiler arası yapılan aynalama sonucu, tüm insanlar genel olarak zaman dilimini yaşıyor diye de bir görüntü zuhur ettirir.

Bizim hepimizin paralel birer bilinci var. Bu bilinçle birbirimizin dünyasına nüfuz eder ve öylece birbirimizden haberdar oluruz. Bu paralellik hali eğer tam olarak aynı kuşakta ise, bu duruma da ikiz ruh derler. Kişiler arası bir akis ve akış öylece şekillenir. Öylece renklenen bir dünya oluşur.

Yorum yapın