NURİ MUHAMMEDİ ALLAH DEĞİLDİR.

Nuri muhammedi Allah değildir. Ama Allah ile kaimdir.

Varlıklara hâşâ Allahın zatı demek veya Allahın zatından dalgalar demek veya Allahın zatından titreşimler demek veya Allahın zatının parçası demek büyük bir yanılgıdır.

Bu akait kesinlikle İslam akidesi değildir.

Bilelim ki gördüğümüz varlıklar hâşâ Allah veya Allahın veçhi değildir.

Allah hiçbir varlığa hulul etmediği gibi, hiç bir varlık da Allahın parçası değildir.

Tüm gördüğümüz, Allahın mutlak nurundan bir tutam nurunu alıp yoğunluğunu düşürüp seyrine sunduğu nuri muhammediden, yani varlık âleminde yaratarak zuhur ettiği nuri Muhammediden nurlandırarak varlık verdiği yarattıklarıdır.

Kendi mutlak nuruna ise “nurun ala nur” olarak Nur suresi 35. Ayette bu hakikate işaret eylemiştir.

Gizli hazine olan ise, onun zatı olmayıp “nurun ala nur” olan onun mutlak nurundan başka da değildir.

O zatı olarak subhanehu ve teâladır. Ve orada tüm düşünce ürünü hayaller mat olur.

Zira her düşüncemiz yaratılanı hayal etmekte, yaratanın misli dengi benzeri olmadığı için, zatı hakkında hiçbir tefekkür edememektedir.

O zatı olarak, kesinlikle tüm var ettiğinden münezzehtir.

Dolayısıyla mutlak zatı olarak ona gizli hazine de diyemeyiz. Çünkü o, misli dengi benzeri olmayan mutlak zattır.

Sen kalkıp Allahın zatını seyrediyorum dersen yanılırsın. Zira tüm baktıkların ise Allahın yarattıklarıdır. Hem yaratılmış olan sen ve tüm gördüklerin sadece Allah’ın yarattığı yarattıklarıdır.

O zaman sen kalkıp varlıkları Allah diye etiketleyerek, küfrün zirvesine çıkarsın.

Hiç kimse tasavvuf adı altında Kur’ana iftira atıp insanların gözünde sapıklıklarını süsleyerek sunamaz.

Sunanlar iki mahrumlardan olurlar.

Bilelim ki Allah mutlak ilahtır.

Bilelim ki Allah mutlak rabtır.

Bilelim ki Allah mutlak meliktir.

Bunu Nas suresi haykırmaktadır.

Bilelim ki biz insan olarak yaratılmışız.

Bilelim ki biz insan olarak aciziz.

Biz insan olarak Allahın emrine riayet etmek zorundayız.

Biz insanlar hiç olmak için değil, Allahın yarattığı bir mahlûkuz.

Hiç olması gereken ise, sahiplikten arınıp mutlak kuvvet ve kudret sahibinin Allah olduğunu idrak etmemiz ve onun önünde secdeye varmamızdır.

Yorum yapın