VARLIĞIN KATMANLARI

Varlık özden bize kadar katman katmandır. Nuzul özden kabuğa doğru olur. Rücu ise kabuktan öze doğru olur.

Tüm varlığın en deruni boyutu sudur. Bu su ayrı sudur, bildiğimiz su değildir. Bu su tüm varlıkların ondan yaratıldığı ana cevher olan sudur.

Şu an içtiğimiz şu, o suyun toprak boyutuna uyarlandığı ve varlığını kendi öz cevheri olan ismi azamı ise HAYY olan esmadan alan toprak boyutun yaşam azığıdır.

Bir üst boyutu nuri boyut yani meleki boyuttur. Bu boyutun içeriği varlığın temel taşı olan on sekiz bin alem olarak tasvir edilen alemdir.

Bir üstü nari boyut yani şeytaniyetin de kullandığı boyuttur. İşte bu boyut bizim öteye yani onsekiz bin aleme geçip seyre geçmemizi engelleyen çittir.

Sınav olarak önümüze serilen tüm oluşlar ve sınavımızın geçişi için önümüze konulan gerekli şeyleri gözümüze sıkıcı, sınavı kaybetmek için gerekli şeyleri sevgili gösteren ve aslında geçilmesi çok kolay olan ama şaşırtıcı olan tabaka bu nari boyut tabakasıdır.

Çünkü insan nefsi, gözünü et kemik beden ve nari katmanın sıcaklığı içinde açmıştır. Kendisini aklı ile bu katmanlar dan arındırması muhaldır. Onun içinde nari kurtulmak için iman ve teslimiyet şarttır. Zira aklı ile nari katmanı geçen olmamıştır.

İşte nari katmanın oluşturduğu hararet ve sıcaklığından dolayı bir çok cin ve insan bu tabakada asılı kalmıştır. Bu tabakada asılı kalan kişi ise, bunun ahirette zahiren tecelli edeceği cehennem katmanı içinde kayıtlı bırakır.

Bu tabakaya kendini adayan insan ve cinler, meleki boyuta yolculuk edenlerin baş düşmanıdır.

Bir üstü toprak boyut yani zahiren bilinen ve bizimde içinde olduğumuz boyuttur. İşte günaha dalındığında, nari boyut faal olur.

İnsanın insaniyet kimyasının bozulması için, yani insanı kamil olan hakikatımızdan bizi engellemek için, bize sürekli vesvese veren cin ve insanların yönlendirdiği implaslar, yani vesvese olarak kişiye ulaşan kişiliğin aura frekansları, insanı melekuti boyuttan mahrum eder.

O yüzden de arkadaş ve dostumuzun haramdan sakınan insanlardan seçmemiz çok önemlidir. Çünkü yanımızda veya hayalemizde olarak yanımızda olanların aura frekansları istesekte istemesekte bizi etkilemektedir.

Nari katmanın esiri olan o boyut itibarıyla faal olup vesvese veren varlıklardan sakınıp gerekli tedbiri almak zorundayız.

İslam dini adı altında bize sunulan sistem ve düzende haram kılınan her olgu, bizi nari katmandan korumak amaçlıdır.

Her işlenen günah sonucu, o günah hangi organımız ile zuhur etmiş ise, o organımız nari katmana bürünür. Ve günahı işlemek için hep sabırsızlanır.

Her farz edilen amel ise insanı meleki boyut ile irtibatlandırıp nari boyutu devre dışı etmek içindir.

Yerinde ve düzenli yapılan esma zikri ise, öz cevherimiz ile iletişime geçip, nari katmanın ötesinde insanı kamilin bürünüş hali olan derun ile irtibatta olup hiçbir varlığın implas yani vesvesesinden etkinlenmemeye dönüktür.

Direk kişiden rabbe dönük mekanizmayı hareketle artık bambaşka bir kişileğe bürünme nasip eder.

Bu da kişiye dünya ve ahiret mutluluğunu nasip eder.

Yorum yapın