BİYOENERJİ İLE TEDAVİ

Soru: Biyoenerji caiz midir, bu yolla alınan enerji nasıl bir enerjidir. Dini yorum yapanların da bu konuda farklı görüşleri var. Bu konuda bilgilendirme yapabilir misiniz?

Cevap: bunu anlamak için insanın içsel yapısını bilmek ve insanın bağlantılı olduğu mana prensiplerini iyice çözmek gerekir. İnsanın içsel yapısı iki katmandan oluşuyor. Bunlar nari ve nuri olmak üzere iki katmandır. Nari katmanın içeriği ateşe dayanır. Nuri katmanın yapısı ise, melekûta dayanır.

Nasıl ki insan toprak katmanın daimi konuğudur ve toprak maddesinin hammaddesinden yaratılmışlardır. Aynen öyle de cinler ve şeytanlar, nari katmanın yaratıklarıdırlar ve bu katmanın hammaddesinden yaratılmışlardır. Melekler de nuri katmanın konukları olup bu katmanın hammaddesinden yaratılmışlardır.

İnsan her ne kadar toprak hammaddesinden varlığını almışsa da, Allah insanın derununa ayrıca nari ve nuri katmanın tüm ferasetini de yerleştirmiştir. Dolayısıyla insan, bu iki katmanı da kullanır.

Onun için insan da bu iki katmanın da yaydığı tüm frekanslar mevcuttur. Ayrıca her iki katmanın yaydığı frekanslar da insan yapısı üzerinde etki eder.

Ama siz insan olarak kendinizden nari katmanın frekanslarını yönlendirdiğinizde, O frekansın asli konukları olan cinler de olaya karışır. İşte biyoenerjinin kökeni nari katmana dayandığı için, biyoenerjide bulunan kişinin eğer yaşam alanı tümüyle Hz. Muhammed Mustafa sallellahu aleyhi vesselam efendimizin yaşamıyla paralelse ve günaha bulaşmayan biriyse, biyoenerji gönderdiğinde, şeytanlar araya giremez. Ama günah işleyen biri ise, araya şeytanlar sıvışır ve o kişi birçok olumsuz olaylarla karşı karşıya kalabilir.

Nari katmanın enerjisini her insan yansıta bilir. Zaten et kemik bedenin kullanım şiddeti de nari katmandan kaynaklanmaktadır. Onun için de kâfir olanlar bile, biyoenerji denilen karşı tarafın nari fonksiyonunu harekete geçirme pozisyonunu yakalaya bilir.

Zaten biyoenerji olayı, birinden diğerine bir enerji aktarımı değil, karşıdaki kişideki enerjinin aktifleştirilmesi olayıdır. Çünkü aynı enerji her ikisinde de mevcuttur. Biri bunun farkın dayken, diğeri bunun farkında değildir. Bu durumda da, üzerinde işlem yapılan kişi bedeninde yanma hisleri veya içsel hareketlenme hissedebilir.

Bununla beraber karşı tarafa enerji aktarıyorum deyip kendisini salan kişi de, avuç içinde sıcaklık hissedebilir. Tüm bu olaylarda, nari katman faal olduğu için, her iki tarafa şeytani cinler kolayca sıvışabilir. Dolayısıyla biyoenerjiyi gönderen de şeytanların taarruzuna maruz kalabilir.

Ama nari değil de nuri katman denilen melekuti katmanın enerjisini harekete geçiren kişiler de vardır. Bunun için de kişi tümüyle sünneti seniyye dairesinde yaşıyorsa, şeriatı garraya riayet ediyorsa, yaptığı dualar, direk karşı taraf üzerinde etki eder. Buna biyoenerji değil dua deriz. Bu konudaki birkaç ayet ve hadisi şerifi paylaşalım.

“Bunlardan sonra gelenler şöyle derler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla.” (Haşr, 59/10)

“Hem kendinin, hem de mü’min erkeklerle mü’min kadınların günahlarının bağışlanmasını dile!” (Muhammed, 47/19)

“Ey Rabbimiz! Hesabın görüleceği gün beni, anamı, babamı ve bütün mü’minleri bağışla!” (İbrâhim, 14/41)

 “Bir Müslüman, yanında bulunmayan bir din kardeşi için dua ederse, mutlaka melek ona, aynı şeyler sana da verilsin, diye dua eder.” (Müslim, Zikir 86; Ebû Dâvûd, Vitir 29)

“Bir Müslümanın, yanında bulunmayan din kardeşine yapacağı dua kabul olunur. Bir kimse din kardeşine hayır dua ettikçe, yanında bulunan görevli bir melek ona, ‘Duan kabul olsun, aynı şeyler sana da verilsin.’ diye dua eder.” (Müslim, Zikir 87, 88; İbni Mâce, Menâsik 5)

Bakın işte meleki yapıdan sirayet eden nur mevcuttur.

 Hz. Ömer (ra)’in anlattığı şu olay son derece önemlidir: Hz. Muhammed Mustafa sallellahu aleyhi vesselam efendimizden umre yapmak için izin istedim. İzin verdi ve: “Bizi duadan unutma, sevgili kardeşim!” buyurdu. Onun bu sözüne karşılık bana dünyayı verseler, bu kadar sevinmezdim. (Ebû Dâvûd, Vitir 23) Bir başka rivayete göre şöyle buyurdu: “Sevgili kardeşim! Bizi de duana ortak et!” (Tirmizî, Daavât 110; Ebû Dâvûd, Vitir 23; İbni Mâce, Menâsik 5)

İslam’da biyoenerji denilen Hint kökenli nari katmanın enerjisi değil de, nur katmanının melekuti yapısından kaynaklanan güzelliklere ram olma vardır. Her ne hikmetse, günümüz gençliği İslam’ın temiz sütünden değil de, gayrının bulanık suyundan medet ummaktadır. Bu da olayın hakikatini bilmemekten kaynaklanmaktadır.

Yorum yapın