ALLAHIN VEFASI

Vefa Allah esmasıdır. Doksan dokuz esma da yer almaz. Açılımı şöyledir…

Sen Allaha sadık kaldıkça Allah sana sadık kalır. Sen Allaha olan sadakatını bırakırsan, o da seni terk eder. Sen ona bir adım gidersen, o sana on adım gelir. Sen ona yürüyerek gidersen, o sana koşarak gelir. Sen onu zikredersen o seni zikreder. Sen onu unutursan, o seni unutur. İşte bu Allahın kuluna olan vefasıdır.

Derler ya vefalı veya vefasız, bu manada da öyle, maddede de öyle. Her hal ve zaman da bu aynıdır. Birisinin elinden içtiği bir yudum suyu bile unutmayan insanlarda Vefa esma tecellisi açığa çıkmış oluyor. Vefa sadık kalmaktır. Eğer tüm sadıklığına rağmen, itilmeye devam edilirse, işte o zaman gönül incinir.

Allah’ı incitmek ise, Allahın verdiği nimetleri görmeyip Allah’a ihanet edenlerdir. Burada ihanet edilen kişinin kendi öz hakikatidir. Öylece kişi hain olup öz hakikatine ine yolu kapatmıştır. İşte ihanet edip vefasızlık edemler, bu ihaneti kendilerine yaparlar. Bunun farkında bile değillerdir. Çünkü Allahın bizim bir şeyimize ihtiyacı yoktur. Böylece insan, vefasızlık yaparak en büyük zulmü ve ihaneti kendisine etmiş olur. İnsan düşününce bu olay büyük bir mesele olup, getirisi ve götürüsü çok büyük boyutlardadır. Ama maalesef kaybettiklerimiz bizim umurumuzda bile değildir.

Şurada şunu da unutmayalım; Esma-ül hüsnada yer almayan isimleri ismi zikir olarak defalarca tekrar etmeyiz. Onun için bu ismin de zikri mevzu bahis değildir. Çünkü insan çoğu defa kötülükte de vefa gösterebilir. İşte üzerinde olduğu yolda vefa gösteren kişi, vefa zikrini okuduğunda, fark etmeksizin kendisini blokaja alır. Bu ise, büyük hatadır. Kesinlikle Esma-ül hüsnada yer almayan hiçbir ismi asla zikretmeyelim.

Yorum yapın