HU

“HU adıyla işaret ettiğimiz mutlak hüvviyet” için hiçbir sıfat yoktur.

Düşünsenize, sıfatsız, esmasız ve hatta tüm kavramların düştüğü ve sadece HU yani O diyeceğimi mutlak zat …

Önce bunu hafızamızda oturtalım. Sonra; “HU adıyla işaret ettiğimiz mutlak hüvviyet” istedi ki; özündeki gizli hazineyi, yani kendi öz hüvviyetinde olan ve hiçbir mana olarak seyri oluşmayan kendi benliğini seyr etsin.

Sonra; Hüvviyetinde asla manaya dönüşmeyen ve salt kendi olan tüm özelliklerinin seyrini oluşturmak için Allah adını seçti.

Bu ismin bünyesinde seyri oluşan tüm manalar bir birleriyle etkileşim haline girdi ve sayısız alem oluştu.

“HU adıyla işaret ettiğimiz mutlak hüvviyet” bu etkileşimlerin hiçbirisi asla olamaz.

Çünkü o, kendi öz hüvviyetinde Allah ismini varlığına ayna yaptı.

Aynada görülen şey asla şeyin kendisi değildir.

Ama görünen de ondan gayri değildir.

Sonra; Allah ismiyle işaret edilen aynada “HU adıyla işaret ettiğimiz mutlak hüvviyet” kendisini seyr etmeye başladı.

Şimdi düşünelim; Allah ismiyle işaret edilen ayna, tüm isimlerin bileşimi olarak zerre den kürreye bir etkileşim ve oluşum içinde “HU adıyla işaret ettiğimiz mutlak hüvviyet”e seyr mahalli oldu.

Bu yapının her bir noktası “HU adıyla işaret ettiğimiz mutlak hüvviyet”e eşit mesafededir.

Allah yapıyor dediğimizde; hangi noktada bir oluşum oluyursa olsun işi yapan Allah’tır.

Çünkü tüm seyr alanını bir okyanus gibi düşünsek, okyanusun her noktasına da okyanus denir.

Şu noktaya dikkat edelim; Allah ismiyle işaret ettiğimiz, “HU adıyla işaret ettiğimiz mutlak hüvviyet”in seyrin oluşması için ortaya çıkardığı tüm manalar veya bu seyr sonucu oluşan herhangi bir nokta, asla ve asla “HU adıyla işaret ettiğimiz mutlak hüvviyet” değildir.

ama “HU adıyla işaret ettiğimiz mutlak hüvviyet ” in seyri dahilindedir.

ama o yani Allah ismi ile işaret edilen zat yani tümel varlık değildir.

Yorum yapın